Olağanüstü Hâl (OHAL) uygulaması kapsamında çıkarılan kanun hükmünde kararnameler (KHK) ile ihraç edilen ve açlık grevi sırasında tutuklanan akademisyen Nuriye Gülmen ve öğretmen Semih Özakça’nın yargılandığı davanın ilk duruşmasına iki gün kala avukatlarına operasyon düzenlendi.

Halkın Hukuk Bürosu’nun İstanbul ve Ankara bürolarına yapılan operasyonda, belgelere el konuldu. 14 avukat hakkında gözaltı kararı olduğu belirtildi.

Adana Baro Başkanlığımız konuyla ilgili yazılı açıklamada 
bulundu.

"Bugün 12 Eylül 1980 askeri darbesinin 37 yılı. Böyle bir günün sabahında savunma makamının temsilcisi olan avukatların gözaltına alınmalarını anlamak ve kabullenmek mümkün değildir.

Gözaltına alınan avukatların Kanun Hükmünde Kararname ile ihraç edildikten sonra göreve iadeleri amacıyla başlattıkları açlık grevinde ısrarcı oldukları için tutuklanan Nuriye ve Semih’ in avukatları olmaları ve 14 Eylül 2017 tarihinde yapılacak ilk duruşmaya iki gün kala gözaltına alınmış olmaları zamanlama açısından manidar olup, aslında savunma hakkını kısıtlamaya yönelik bir işlem olduğu haklı şüphesini doğurmaktadır.

Bugün gözaltına alınan 14 avukatın bir çoğunun FETÖ/PDY Yargısının kumpaslarıyla gözaltına alınan tutuklanan ve yargılanan avukatlar olması FETÖ sonrası yargıda hiçbir şeyin değişmediğini açıkça göstermektedir.

Yüzbinlerce kamu emekçisi meslekten ihraç edilmiş, bir çok demokratik kitle örgütünün kapısına kilit vurulmuş,hapishaneler de işkence ve kötü muamele hat safhaya varmıştır. Yargı alanında 3000'e yaklaşan tutuklama ve hakim-yargıç ihracı ile birlikte, hukuk kurallarının yerini açıkça KHK almış Meclis ve Yargı işlevsiz hale getirilmiştir.

Bağımsız savunmayı temsil eden avukatlar da karakollarda, adliyelerde, hapishanelerde mesleğini yapmaya çalışırken bu antidemokratik uygulamalardan payına düşeni almaktalar. Gözaltına alınma, tutuklanma, dosyalardan kısıtlamalar, KHK’lar ile kuşa çevrilen savunma makamı ve daha nicesi.

Nuriye ve Semih'in, 14 Eylül'de gerçekleşecek duruşmalarından 2 gün önce avukatlarına bu operasyonun yapılması, herhangi bir demokratik kısıtlama, savunma hakkı, savunma bağımsızlığı ve adil yargılanma hakkı ile bağdaşır değildir.
Yargı adeta sopa işlevi görmekte olup, savunma makamını da es geçmemektedir.

Yargı bağımsızlığı, hukukun üstünlüğü,kanuni yargıç güvencesi 12 Eylül darbesinin 37.yılında hala mumla aranmaktadır.
Savunmaya yönelik bu saldırıyı kınıyoruz.
Meslektaşlarımız derhal serbest bırakılmalıdır!"