BAROMUZ, ÇAĞDAŞ HUKUKÇULAR DERNEĞİ VE İNSAN HAKLARI DERNEĞİ ADANA ŞUBESİ TARAFINDAN “24 OCAK TEHLİKEDEKİ AVUKATLAR GÜNÜ” NEDENİYLE ORTAK BASIN AÇIKLAMASI YAPILDI
Baromuz, Çağdaş Hukukçular Derneği ve İnsan Hakları Derneği Adana Şubesi tarafından, “24 Ocak Tehlikedeki Avukatlar Günü”ne ilişkin Adana Adliyesi Avukatlar Salonumuzda basın açıklaması yapıldı. Her yıl bir ülke avukatlarına ithaf edilen “24 Ocak Tehlikedeki Avukatlar Günü” 2023 yılı için Afganistan'daki avukatlara ithaf edildi. Ortak basın metnini Baromuz ve ÇHD üyesi Av. Umay Büyükdağ okudu. Açıklamaya Adana Barosu üyesi çok sayıda meslektaşımız ellerinde dövizlerle destek verdi.
"AFGANİSTAN'DA TALİBAN VE KADIN DAVALARINDA TARAF OLAN AVUKATLAR ÖLÜM VE İŞKENCE RİSKİ ALTINDA”
Av. Umay Büyükdağ, Taliban güçleri hükümeti ele geçirdikten hemen sonra hapishanelerin kapılarını açtığı için Taliban üyeliği ile ilgili yargılamalarda yer alan ya da toplumsal cinsiyet temelli şiddet vakalarında kadınları temsil eden veya boşanma davalarında kadınları temsil eden avukatların risk altında olduğunu dile getirdi.
“AFGANİSTAN HALKLARI VE AVUKATLAR YALNIZ DEĞİLDİR"
Afganistan’daki avukatların doğrudan ölüm, işkence, tutsaklık ve açlıkla karşı karşıya olduğunu ifade eden Av. Büyükdağ," Ne emperyalist işgal ne Taliban. Afganistan halkının özgürlük ve bağımsızlık mücadelesini destekliyoruz. " diye konuştu.
Av. Büyükdağ, Afganistanlı avukatların korunması için mücadele çağrısında bulundu.
Av. GÖKAYAZ: AVUKATLAR TEHLİKEDE
Açıklama sonrasında Baro Başkanımız Av. Semih Gökayaz, Afganistan’da avukatlara yönelik şiddetin artarken Türkiye'de de avukatların halen savunma görevlerini yerine getirdiği için hedefte olduğunun altını çizdi. Av. Semih Gökayaz, bugün Av. Can Atalay tutuklu ise Hendek patlaması, Aladağ Yurt yangını, Soma katliamı gibi toplumsal niteliği olan davalarda işçilerin, çocukların yanında takip ettiği için tutukludur dedi. Av. Selçuk Kozağaçlı ve arkadaşlarının yargılanmasında avukatlardan çok kalkanlı, miğferli kolluk güçlerinin bulunduğunu, duruşmaların cezaevi içindeki bir duruşma salonda yapıldığını ifade eden Av. Gökayaz, "Bu koşullarda avukatlar tehlikededir. Biz avukatlar olarak bilgi ve tecrübe sahibi olacağız ama en başta bu dönemde hepimiz cesur olacağız ve dayanışma ile bu zor günleri aşacağız." dedi
Konuşmaların ardından, avukatlar “avukatların sesi kesilirse, yurttaşların nefesi kesilir” yazılı pankart açtı.
Önceki yıllarda Tehlikedeki Avukatlar Günü Kolombiya (2022 ve 2014), Azerbaycan (2021), Pakistan (2020), Türkiye (2019 ve 2012), Mısır (2018), Çin (2017), Honduras (2016), Filipinler (2015), Bask Ülkesi / İspanya (2013) ve İran’a (2010) odaklanmıştı.
BASIN AÇIKLAMASI TAM METNİ
Tehlikedeki Avukatlar Günü, 2010 yılından bu yana 24 Ocak tarihinde dünyanın dört bir yanındaki şehirlerde, ülkelerde ve kıtalarda örgütlenmektedir. 24 Ocak 1977 tarihinde dört avukat ve bir iş arkadaşları Madrid'de bulunan Calle Atocha 55 adresinde katledilmiştir. Bu uluslararası gün için 24 Ocak tarihinin seçilmesi Atocha Katliamı olarak bilinen bu katliamdan ileri gelmektedir.
Bu gün, her yıl ulusal ve uluslararası kuruluşlar ve barolardan oluşan bir ağ olan Tehlikedeki Avukatlar Koalisyonu tarafından düzenlenmektedir.
Tehlikedeki Avukatlar Günü’nün amacı, o yıl için belirlenmiş odak ülkedeki avukatların içinde bulunduğu duruma hükümet yetkililerinin, uluslararası kurumların, demokratik kamuoyunun, medyanın dikkatini çekmek ve o ülkedeki avukatların mesleklerini icra ederken karşılaştıkları tehditler konusunda bir farkındalık yaratmaktır.
Önceki yıllarda Tehlikedeki Avukatlar Günü Kolombiya (2022 ve 2014), Azerbaycan (2021), Pakistan (2020), Türkiye (2019 ve 2012), Mısır (2018), Çin (2017), Honduras (2016), Filipinler (2015), Bask Ülkesi / İspanya (2013) ve İran’a (2010) odaklanmıştır.
Uluslararası Tehlikedeki Avukatlar Günü bu yıl ise Afganistan'a odaklanıyor.
Öncelikle Afganistan’da gerek avukatlık mesleğinin gerekse yargı sisteminin kangrenleşmiş sorunları bulunduğunu belirtmek gerekiyor. Yıllarca emperyalist güçlerin işgali altında olan bir ülke için bu tür bir durumun kaçınılmaz olduğu ortada.
Bununla birlikte Ağustos 2021’de Taliban güçlerinin iktidarı ele geçirmesi ile birlikte bugün artık bağımsız bir avukatlık mesleğinden söz edilemediği gibi işleyen bir yargı sisteminden de söz edilememektedir.
Taliban’ın iktidarı alması ile birlikte 2008 yılında kurulan Afganistan Bağımsız Barolar Birliği (AIBA)’nin yetkileri ortadan kaldırılmıştır.
AIBA, 1500 kadın avukat da dahil olmak üzere toplamda 6000’den fazla üyesi olan, avukatların ruhsatlarının düzenlenmesi ve denetlenmesi temel işlevine sahip olmanın yanında, avukatlık mesleğinde fırsat eşitliğinin sağlanması, sosyal adalet ve temel insan hak ve özgürlüklerinin güçlendirilmesi, adil yargılanma hakkının sağlanması, yargı bağımsızlığının temini ilkeleri çerçevesinde örgütlenen bir birliktir. Kuruluşundan bu yana, kültürel, sosyal ve ekonomik kısıtlamalara rağmen, AIBA kadın savunma avukatlarının rolünü teşvik edebilmiş ve sosyal adalet alanında, özellikle de kadınlara ve çocuklara yönelik şiddet vakalarında mağdurların haklarının korunması için savunuculuk yapmıştır.
Ağustos 2021'de Afgan hükümetinin düşmesi ile ülkede zaten yapısal sorunlar içeren yargı sistemi tümüyle çökmüştür. Afganistan'ın 2004 Anayasası da dahil olmak üzere Ağustos 2021 itibariyle yazılı hukuk düzenlemelerinin tamamı yürürlükten kalkmıştır. Bugün Afganistan’da Taliban tarafından öne sürülen şeriat hükümleri uygulanmaktadır. Taliban güçleri tarafından ilan edilen yönergelerin büyük çoğunluğu kadınların sahip olduğu eğitim ve çalışma hakkı gibi pek çok hakkı ortadan kaldırdığı gibi, toplumun tamamı yönünden basın ve ifade özgürlüğü, seyahat özgürlüğü, özel hayatın gizliliği de dahil temel insan hakları üzerinde kısıtlama getirmektedir. Yanı sıra yaklaşık 2000 kadar yargıç yeni rejim tarafından ihraç edilmiştir. Taliban tarafından atanan yeni yargıçların çoğunun laik hukuk kurumlarından ziyade dini kurumlardan mezun oldukları bildirilmektedir.
Bugün Afganistan’da avukatların karşı karşıya oldukları sorunlar şu şekilde özetlenebilir:
Görüldüğü üzere bugün Afganistan’daki meslektaşlarımız doğrudan ölüm, işkence, tutsaklık ve/veya açlıkla karşı karşıya. Ülkeyi terk edebilenler ise özellikle Avrupa Birliği’nin riyakar sınır ve göç politikaları karşısında çok ağır sorunlar yaşamakta.
Bütün bu tablo karşısında ister Afganistan’da olsun ister ülkeyi terk etmiş olsun, meslektaşlarımızla dayanışma içerisinde olduğumuzu belirtmek istiyoruz. Ne emperyalist işgal ne Taliban. Afganistan halkının özgürlük ve bağımsızlık mücadelesini destekliyoruz.
Meslektaşlarımız ve bugün Taliban rejiminden doğrudan etkilenen Afganistan halkları yalnız değildir.
Savunma hak, savunmanlık görevdir !