BARODAN HABERLER

“Haklarımızı bilip savunmalı, korkmadan, yılmadan korumalıyız”

1054 görüntülenme
30/04/2012
“Haklarımızı bilip savunmalı, korkmadan, yılmadan korumalıyız”
Adana Barosu Stajyer Avukatlarından Burcu Şevkin, stajyer avukatların sorunlarını ve çözüm önerilerini video filmi gösterimi eşliğinde başarıyla sundu. "Haklarımızı bilip savunmalı, korkmadan, yılmadan korumalıyız" SAYGIDEĞER TÜRKİYE BAROLAR BİRLİĞİ BAŞKANI, BARO BAŞKANLARIM, SEVGİLİ MESLEKTAŞLARIM VE DEĞERLİ KONUKLAR, Adana Barosu olarak sizi burada ağırlamanın gururu ve mutluluğunu yaşıyoruz. Hepiniz HOŞGELDİNİZ!! . Bu yıl, stajyer avukatlar kurultayının 5. si düzenlenmektedir. Bizler de, tüm stajyer avukatların düşüncelerinin yansıması, ve DIŞ SESİ olarak buradayız. Evet ,,,,biz de düşündük,… Yargıda bu kadar önemli bir unsurken, böyle bir kurultayda sesimizi duyurabilecekken, nereden başlasak acaba diye?Ve gördük ki birçok sorunumuz var ve bu sorunlar HEPİMİZDE ORTAK . Hepimizin hikayesi aynı VE biz bu hikayede sorunlarımızı çözerek mutlu sona ulaşmak ve gelecek nesillerdeki stajyerlere IŞIK TUTMAK İÇİN buradayız. Bunu da başaracağımıza yürekten inanıyoruz Nasıl mı başaracağız..?,,, Belki FARKINDA BİLE OLMADAN defalarca kullandığımız savunma hakkı kavramının önemini ve her şeyin BU KAVRAMLA başladığını vurgulayarak... ! Unutmayalım!! Bir binanın temeli sağlam atılmazsa; o bina er ya da geç çökecektir. Bu nedenle bizler, daha yolun başındayken ,stajyer avukat iken ,haklarımızı bilip savunmalı, mesleğe tam anlamı ile başladığımızda da haklarımızı korkmadan, yılmadan korumalıyız.Gelin şimdi en temel hakkımız olan savunma hakkımızı bir de biz hikayenin gerçek kahramanlarından dinleyelim.. Savunma hakkı, bir kimsenin hak ve çıkarlarını, kimseden korkmadan hür iradesi ile ortaya dökebildiği kutsal bir haktır. Ancak!! savunmaya tek başına kutsallık atfetmek bu hakkın benimsenmesinde yeterli değildir. Savunma hakkı tek başına kutsal değil, aynı zamanda mahkemelerin varlık sebebidir. Çoğu tarihçi Sokrat'ın ünlü 500 ler meclisi önünde savunma yaptığı o meşhur günü savunmanın miladı saymıştır, Sokrat'ı ise savunmanın babası. Aslında savunma hakkının tarihi de bu hakkın engellenme çabaları da insanlık tarihi kadar eskidir. .İnsan demek etki demektir, etki ise tepkinin varoluşu..."SONUÇ"un da kaçınılmaz son olduğu düşünülürse, Modern Devlet düzenine geçen insanlık, bu ayrılmaz üçlü ile, 'SAV-SAVUNMA-KARAR' ile tanıştı.İnsanda savunma akıl yordamı ile değişti ve gelişti. EN SONUNDA DA , bir hak olarak kabul edildi. Kişiye sıkı sıkıya bağlı haklardan olan savunma hakkının BİR ARACI ile kullanılabileceği düşüncesi DAHA SONRA ortaya çıktı. İşte,,,! Caton'un ''KONUŞMASINI VE İNANDIRMASINI BİLEN NAMUSLU ADAM'' olarak tanımladığı bu aracı AVUKATTIR. Peki avukata NEDEN ihtiyaç var? Avukat , bir insanı Savunurken, bilgisini başkasına sunar, riski üstlenir, eşitler arasında fikirlerini korkusuzca ifade eder.Savunma, GÖRÜNENİN ÖTESİNE GEÇEREK düşünmeyi,sorgulamayı ve çözümlemeyi gerektirir. Çünkü ,, savunma bir AKIL oyunudur! Ve bu oyunu en iyi , AVUKAT, oynar. Uluslararası anlaşmalar ve Anayasanın 36. Maddesi ile güvence altına alınmış olan bu hakkı birey adına kullanan avukatın, görevini gereği gibi icra edebilmesi için BAĞIMSIZ olması gerekir. Bu bağımsızlık, devlete karşı, yargılama mercilerine karşı, HATTA VE HATTA iş sahibine karşı olmalıdır. Bir ülkede hukukun üstünlüğü, avukatın mesleğini icra ederken bağımsız faaliyet gösterebilmesinde, kanunların kendisine tanıdığı yetkileri TAM ANLAMI ile kullanabilmesinde gizlidir. Bu nedenle, savunma kurumunun asli ve vazgeçilmez unsuru olan avukata, savunma tekelinin verilmesi hem avukat, hem de hak sahipleri açısından önemli bir teminattır. Yargılamanın vazgeçilmez unsurlarından biri, hatta en önemlisi olan savunma hakkını temsil eden avukatın bu hakkı kullanmasının kısıtlanmaya çalışılması, bireyin adil yargılanma hakkının ELİNDEN ALINMASI demektir. Ancak, her bireyin İTHAM edildiği suç HANGİ NİTELİKTE olursa olsun , her olayın savunulmaya değer olduğu, bu fikri yargıda bir İNANÇ haline dönüştürmeyi ve savunmayı savunmanın bir görev olduğu bizlere öğretildiyse de GERÇEK BAMBAŞKA!! Savunma hakkının bağımsız bir şekilde kullanımı çoğu kez yasalar ve uygulamalar ile ihlal edilmektedir. Özel yetkili mahkemelerde savunma hakkını kullanması engellenmeye başlanan avukat, Ceza Muhakemeleri Kanununun 188. Maddesinde yapılması planlanan değişiklik ile yargılamanın dışına itilmeye çalışılmakta, yargılama makamlarının savunmanın yokluğunda hüküm verebilmesine OLANAK tanınmaktadır. Savunma ve savunma hakkının yok sayıldığı,avukatın horlandığı ,dövüldüğü ve hatta öldürülmesinin sıradanlaştığı bu dönemde, ortaçağ döneminin karanlık yıllarına dönülmüştür. Çuvaldız elimizdeyken bir de kendimize batırmak gerekir; Etik , ahlak denildiğinde "geç bunları" diyen, Bağımsız bir meslek icra ettiğini zaman zaman unutan , Yanında bulundurduğu ve eğitiminden sorumlu olduğu stajyerini, stajyer sıfatının geçiciliğini kolayca görmezden gelerek, onu köle gibi gören,ezen , hatta aşağılayan , Avukatların efendisi olmadı köle de kullanmadılar vecizini sonuna eklediği çünkü onların stajyerleri vardı cümlesiyle birlikte hayat felsefesi haline getirip ona uygun yaşayan avukat tanımlaması yaparsak asıl şimdi gerçekten bir kesit sunmuş oluruz, bu da sanıyoruz ki 'meslek aşkı ile yanıp tutuşan bir stajyer avukatın şevkinin daha işin başındayken kırıldığının EN BÜYÜK göstergesi. Bu mesleğe, gururla, özgüvenle, hırsla ve ideallerle başlayan BİZ stajyer avukatlar ,eğitim hayatımız ve staj sürecimiz boyunca bize EMPOZE EDİLEN çaresizliği , yaşamımıza geçirmek zorunda kaldık. ASLINDA ,, hikayenin baş kahramanları olan BİZLER , başkalarının haklarını sonuna kadar savunup EN UFAK bir haksızlığa başkaldırmamız gerekirken ne acıdır ki kendi hakkımızı bile savunamayacak kişiler haline geldik. Adana barosu olarak, Yaşadığımız sıkıntıları anlatmakla kalmayıp bir de görelim diye, ağlanacak halimize güleceğinizi düşündüğümüz bir film hazırladık. Buyurun izleyelim.. ŞİMDİ ,BİZ STAJYER avukatlar olarak, EN TEMEL hakkımız olan savunma hakkımızı, SAVUN - MA , hakkı haline getirmeye çalışanlara, izin vermeyelim. Unutmayalım!!, 'Adalet topaldır, ağır ağır yürür, FAKAT ,, susmamayı öğrenebildiğimiz sürece ,, adalet de gideceği yere ER GEÇ ulaşacaktır' . Bizi dinlediğiniz için sonsuz teşekkür ediyoruz ..
Diğer Haberler