Kayseri'nin Danişmentgazi Mahallesi’nde, Suriyeli bir mültecinin bir çocuğa yönelik cinsel istismarda bulunduğu iddiaları sonrası toplanan kalabalık, mültecilere ait dükkanları ve araçları ateşe vermiştir.

Kayseri’deki bu görüntülerin ardından henüz 24 saat bile geçmeden, Suriye’de yurttaşlarımıza, onların araçlarına ve bayrağımıza yönelik saldırılar gerçekleşmiştir. Bu saldırıları şiddetle kınıyoruz.

Bu olayların ardından sosyal medyada yayılan paylaşımlardan, ülkemizin çeşitli şehirlerinde mültecilere yönelik ev, dükkan ve araçlara saldırılar olduğu, yurttaşlarımız tarafından protesto gösterileri yapıldığı anlaşılmaktadır.

Ülkemizdeki mültecilerin yaşam hakkı, temel hak ve özgürlükleri uluslararası hukukun güvencesindedir. Anadolu coğrafyası, her zor durumda kalanı korumuş, doyurmuş ve kucak açmıştır. Anadolu, barışın ve kardeşliğin coğrafyasıdır. Kamuoyuna yansıyan ve nefret söylemleri içeren eylem ve söylemleri tasvip etmiyor, bir an önce son bulmasını diliyoruz.

Öte yandan, 2011 yılında başlayan Suriye iç savaşından bu yana Cumhurbaşkanlığı’nın halen kamuoyuyla paylaştığı bir mülteci politikası yoktur. Mülteciler ülkemizde misafirdir. Ülkemizdeki mülteciler için yürütülen çalışmaların, mültecilerin ülkelerine geri dönmeyecekleri düşüncesiyle yapıldığı gözlemlenmektedir. Kendi vatandaşlarımıza verilmeyen bazı hakların, “misafir” adı altında ülkemizde bulunan mültecilere sağlanması toplumda infial yaratmaktadır.

“Yurtta Sulh, Cihanda Sulh” anlayışıyla bir an önce komşularımızla ilişkilerimizi düzelterek, mültecilerin ülkelerine dönecek koşulların hazırlanmasını, kendi ana vatanlarında huzur ve güven içinde yaşamaları için gerekli çalışmaların yapılmasını ve Cumhurbaşkanlığı tarafından ülkemizdeki milyonlarca mültecinin geleceği konusunda izlenecek yol haritasının kamuoyuyla paylaşılmasını talep ediyoruz.