BAROMUZ

BARO BAŞKANIMIZ AV.VELİ KÜÇÜK; "YARGI ÜZERİNDEN TOPLUM TEHDİT EDİLEMEZ"

görüntülenme
19/06/2017

ADANA BAROSU SİYASİ İKTİDARA "ADALET" YÜRÜYÜŞÜNE VE TALEPLERE DUYARLI OLMA ÇAĞRISI YAPTI.

BARO BAŞKANIMIZ AV.VELİ KÜÇÜK;
"YARGI ÜZERİNDEN TOPLUM TEHDİT EDİLEMEZ"
"ADALET OLMADAN TOPLUMSAL HUZUR VE GÜVEN SAĞLANMAZ"

Adana Baro Başkanı Av. Veli Küçük, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın Adalet yürüyüşü konusunda "Yargı sizi de davet ederse şaşırmayın” sözleri ile CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nun, 25 yıl hapis cezasına çarptırılıp tutuklanan Enis Berberoğlu ve ülkede yaşanan tüm hukuksuzluklar için başlattığı "Adalet Yürüyüşü"nün basında haber yapılmaması telkininde bulunmasına tepki gösterdi.

Av. Küçük, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın, "138. madde sadece siyasetçiler için çalışmaz. A’dan Z’ye herkes için çalışır. Eğer yargı yarın sizi de davet ederse şaşırmayın" dediğine atıfta bulundu ve "Birileri" diyerek "Hukukta, yasalarla ilgili birçok alanda adım atmak isteyenler, Anayasa'nın 138. maddesini hiçbir zaman unutmasınlar. Bu maddeyi onlara hatırlatıyorum ve onun için herkes konumunu iyi bilsin ve o konumunda, oradan bir güç alarak, bir yerlere baskı yapma yoluna da gitmesin. Çünkü o onlara hiçbir şey kazandırmaz, tam aksine kaybettirir." sözlerine ilişkin değerlendirmeler yaptı.
Adana Baro Başkanı Av. Veli Küçük, siyasi iktidara "adalet" yürüyüşüne ve taleplere duyarlı olma çağrısı yaptı. Av. Küçük, "Yargı üzerinden toplum tehdit edilemez. Adalet olmadan toplumsal huzur ve güven sağlanmaz.” dedi.

Anayasa'nın 138. Maddesinin “Hakimler, görevlerinde bağımsızdırlar; Anayasaya, kanuna ve hukuka uygun olarak vicdani kanaatlerine göre hüküm verirler. Hiçbir organ, makam, merci ve kişi, yargı yetkisinin kullanılmasında mahkemelere ve hâkimlere emir ve talimat veremez; genelge gönderemez; tavsiye ve telkinde bulunamaz. Görülmekte olan bir dâva hakkında Yasama Meclisinde yargı yetkisinin kullanılması ile ilgili soru sorulamaz, görüşme yapılamaz veya herhangi bir beyanda bulunulamaz. Yasama ve yürütme organları ile idare, mahkeme kararlarına uymak zorundadır; bu organlar ve idare, mahkeme kararlarını hiçbir suretle değiştiremez ve bunların yerine getirilmesini geciktiremez.” dediğine vurgu yaptı.

Av. Küçük, 'adalet' yürüyüşünün kaynağını Anayasamızdan ve uluslarası sözleşmelerden alan barışçıl ve şiddete dönüşmeyen yürüyüş ve protesto hakkının kullanılması niteliğinde olduğunu, siyasi iktidarın bu yürüyüşü ve protestoları saygı ile karşılayarak, taleplere duyarsız kalmamaları gerektiğini, ülkemizin evrensel kurallara dayanan hukuk devleti ve katılımcı demokrasiyi yaşama geçirmek için adımlar atması gerektiğini belirtti.

Av. Küçük, ülkemizde Son yıllarda savunma hakkı, yargı bağımsızlığı ve demokratik hukuk devletinin diğer ilkeleri ile birlikte özgürlüklerin de kısıtlamalara tabi tutulduğunu, yargıda kadrolaşmaya gidildiğini, gerek yasal düzenlemeler gerekse de fiili uygulamalarla savunma mesleğinin icrasına yönelik engellemelerin hiç olmadığı kadar arttığına işaret etti.
Av. Küçük, “15 Temmuz darbe teşebbüsünden sonra ise Olağanüstü Halin ilan edilmesini müteakip çıkarılan KHK'lar ve yapılan uygulamalarla ülkemizde hukuk güvenliği kalmamış, adil yargılanma hakkı, savunma hakkı ve savunma mesleğinin icrasını kısıtlayan düzenlemeler yapılmıştır” dedi.

Bağımsız ve Tarafsız Yargının; Hukuk Devletinin ve Demokrasinin olmazsa olmazı olduğunu vurgulayan Av. Küçük sözlerini şöyle tamamladı:

“Bugün yargı üzerinde oluşturulan siyasi baskı yargı mensuplarının somut verilere dayanmaksızın toplumda kaygı verici ve infial yaratan kararlar vermesine yol açmaktadır. Halkımızın bağımsız yargıya olan inancı gittikçe zedelenmektedir. Milletvekili Enis Berberoğlu’nun tutuklanması kararına da gerekçe yapıldığı üzere bir çok kişi , ‘kaçacakları ya da saklanacaklarından ’ bahisle tutuklu yargılanırken, kamuoyunun yakından tanıdığı bazı kişiler, siyasetçilerin yakınları ve damatlar ise ‘sabit ikametgah sahibi' olduklarından bahisle tutuksuz yargılanmaktadırlar. Yine cezaevlerinde ağır sağlık sorunları bulunan ve cezaevlerinde tedavileri mümkün olmayan bir çok yurttaşın tahliye talepleri reddedilirken bazı kişiler ‘özel sağlık raporları’ ile tahliye edilmektedirler. Yine mesleki faaliyetleri nedeniyle ve kaçma şüphesi olmamasına rağmen bir çok meslektaşımız, gazeteci ve kamu görevlisi halen tutuklu olarak yargılanırken;suçu açıkça sabit olan bazı şahıslara ve kamu görevlilerine dava dahi açılmamaktadır. Sonradan yasak savma kabilinden yapılan işlemler ve kararlar toplum nezdindeki bu algıyı değiştirememiştir. Sonuçta adil ve hukuki olmayan mahkeme kararları kamu vicdanında büyük yaralara sebep olmuştur.

Savunma hakkının, adil yargılanma hakkının, hak arama özgürlüğünün ve hukuk devletinin teminatı olan savunma mesleğine yönelik olarak yeni Avukatlık Yasası tasarısı ve HMK tasarısı ile yeni kısıtlama ve engellemeler getirilmeye çalışılmakta, adeta 'Avukatsız Yargılamanın’ da önü açılmak istenmektedir.

Hukuka, demokrasiye, insan haklarına, temel hak ve özgürlüklere sahip çıkmak; savunma hakkı, adil yargılanma hakkı, yargıçlık teminatı, sendikal özgürlük, doğal yargıç ilkesi, masumiyet karinesi ile yargı bağımsızlığını ve mesleğimizi savunmak Avukatların ve Baroların en önemli ve temel görevidir.

Bu nedenle tüm kamuoyunu hukuksuzluklara karşı hassasiyet göstermeye, birlik olmaya ve duyarlılığı arttırmaya, siyasi iktidarı, görev ve yetki makamındakileri 'adalet' yürüyüşüne ve taleplere duyarlı olmaya, yargı üzerinden toplumu tehdit etmeden, basını baskı altına almadan ülkemizin biran evvel olağan günlere dönmesini sağlamaya çağırıyoruz.”

Diğer Haberler